Tecellî Şevk-i Dîdârın...

-Eşrefoğlu Rûmî-

Tecellî şevk-i dîdârın beni mest eyledi hayrân
Ene’l-Hak sırrını cânım anınçün kılmadı pinhân

Aceb hayran u mestim kim bilişden bilmezem yâri
Gözüm her kande kim baksa görünen sûret-i Rahmân

Benem her derdlü dermânı benem her ma‘denin kânı
Benem ol dürr-i bî-hemtâ benem ol bahr-i bî-pâyân

Semâda seyr ider sırrım cihânı tutdu envârım
Mukaddesler cem‘îsi benim sırrımda sergerdân

Bu ay u gün bu yıldızlar bu gîceler bu gündüzler
Bu yazlar kışlar u güzler benim emrimdedir yeksân

Çürümüş tenlere bir kez eger dersem bi-iznî kum
Yalın âyak u baş âçık duralar kâmusu uryân(1)

Benim ilm-i ledünnümde hezârân Hızr olur âciz
Benim her bir tecellimde nîce bin Mûsâlar hayran

Cihân tılsımının bendi benim elimdedir şimdi
Benem bugün bu meydanda benimdir top ile çevgân(2)

Benem şâhı bu meydânın benem devri bu devrânın
Benem cânı bu canların benimle diridir her cân

Benem Mansûru dâr iden benem ağyârı yâr iden(3)
Benem her vârı vâr iden benem her giden ve duran

Değilem oddan ve sudan veya toprak veya yelden
Ben irden var idüm irden henüz yoğ idi bu ezmân

Zamansız bî-zamanım ben nişânsız bî-nişânım ben
Dü âlemde hemânım ben benem görünen gören

Görürsün sûretâ âdem benim emrimdedir âlem
Feleklerle melekler hep bana mahkûmdur ins ü cân(4)

Sanursun Eşrefoğluyam ne Rûmîyem ne İznikî
Benen ol dâim u bâkî göründüm sûretâ insân

Şiir Notları:
“Fâilâtün/ fâilâtün/ fâilâtün/ fâilün” - (1) Derler ki Eşrefoğlu Rûmî Hazretleri “bi-İznî kum!” (İznimle kalk!) diye kabre seslenmiş ve kabirdeki kalkmış “Niye ‘bi-İznillah’ (Allah’ın izniyle) demedin?” demişler. “Sesimin gittiği yere kadar kalkarlar ve yalın ayak, başı kabak çıkarlar diye korktum.” demiş. Eşrefoğlu Rûmî Hazretleri, Hacı Bayram-ı Velî Hazretleri’nin damadıdır. Bayramiyye’yle Kadiriyye’yi birleştirmiş, ayrıca İstanbul’un fethine adam yetiştirmiştir. Battal Gazi, Eşrefoğlu Rûmî’nin halifesidir… Kaynaklardan hakkında detaylı bilgiye erişilebilir. (2) Çevgân: Bir değnek yardımıyla topa vurmak suretiyle at üzerinde oynanan eski bir oyundur, “çöğen” adıyla da bilinir. Günümüzdeki polo oyununa da benzer. (3) Mansur: Hallac-ı Mansur. Ağyâr: Yabancılar, Allah’tan gayrı her şey. (4) İns ü cân: “İnsanlar ve cinler” veya “görünen ve görünmeyen tüm mahlukat”.


Destek ol 
Rastgele Getir