Konya Methiyesi (Konya Divan Ayağı Türküsü)

-Konyalı Âşık Şem‘î-

Aşk u şevk ile kurulmuştur binâsı Konya’nın
Ol sebepten bad-ı cennettir hevâsı Konya’nın(1)
Hicrine mahtubunu kılmış muhayyer âşıki(2)
Davet etmiş dostuna olmuş hevâsı Konya’nın(3)

Hor gezer âdemleri amma veli irfân olur
Hâfızı gayet cerî âlimleri ummân olur
Hâsılı bir katre âbın nûş eden aslân olur(4)
Galiba toprağının bu iktizası Konya’nın

Bülbül elhan eylemez bu beldede vakt-i seher
Zikr-i Mevlânâ’ya mâni olmuş ol murg meğer
Heft kişverde hezâran âşık Ya Hû çeker(5)
Zümre-i nâdan değildir müptelası Konya’nın

Evliyâsın eyleyim dersek eğer bir bir hisab(6)
Eylesem icmâl-i tafsilini olurdu bin cilt kitab(7)
Durma sende eyle kutb-ı Mevlânâ’ya intisab(8)
Ordadır âşıkların açık livâsı Konya’nın

Açtı canda yâreyi gûş eyledik neyle kudüm(9)
Biz ânın dervişiyiz inkârımız yok bi’l-umûm
Şâh-ı kutbu’l-ârifindir Hazret-i Mollâ-yı Rûm
Şüphesiz makbûl-i Haktır evliyâsı Konya’nın

Konya’da Eflatun misali var menendi çok ricâl(10)
Gösterir âyine-i İskenderiyye’den çok cemâl(11)
Bulunur civâr-ı Mevlânâ’da erbâb-ı kemâl
Her şebi rûz eylemiş Şems’in ziyâsı Konya’nın(12)

Kış olunca donanır ahbabile vahdet-hâneler
Kurulur pazar-ı aşk mamur olur kâşâneler(13)
Şem-i aşk üzre yanar pervâz ider pervâneler(14)
Yaz olunca var Meram üzre sefâsı Konya’nın

Günümüz Türkçesiyle Anlamı:
Bülbül şakımaz bu beldede seher vakti. Mevlânâ’nın zikrine mâni olmuş o kuş meğer. Yedi diyarda binlerce âşık “Ya Hû” zikri çeker. Konya’nın müptelası cahil bir topluluk değildir. Evliyasını bir bir hesaplayalım dersek detaylarına girsem, detaylıca toparlasam bin cilt kitap olurdu. Durma sende Mevlânâ kutbuna/Mevlânâ kapısına intisap et. Oradadır âşıkların açık livası (sancağı). Canda yara açtı, neyle kudüm dinledik, Biz onun dervişiyiz, umumiyetle inkârımız yoktur. Arifler kutbunun şahıdır Hazret-i Mollâ-yı Rûm (Mevlânâ). Şüphesiz Hakk’ın makbulüdür Konya evliyası. Konya’da Eflatun (İlk çağ filozofu Platon) gibi benzeri çok adam var. Gösterir İskender’in aynasından (cihanı gösteren efsanevi ayna) çok cemal. Bulunur Mevlânâ civarında kemal ehli. Konya’nın her gecesini gündüz eylemiş Şems’in nuru. Kış olunca donanır dostlarla donanır vahdethaneler/tevhidhaneler. Aşk pazarı kurulur, kaşaneler/yüce mekânlar mamur olur, donanır. Aşk güneşi üzere yanar/Aşkının güneşi yakar, uçar kelebekler. Yaz olunca Meram’a git Konya’nın sefasını sür. (Not: Bazı mısraları tam anlayamadık. Yaklaşık bir anlam vermeye çalıştık. İsabet edemediğimiz mısralar olabilir.

Şiir Notları:
(1) Başka bir versiyonunda: “Anın içün bâd-ı Cennettir hevâsı Konya'nın”. (2) Başka bir versiyonunda: “Hıcrile mahbûbunu kılmış müzeyyen âşıkı”. (3) Başka bir versiyonunda: “Davet etmiş destine almış Hüdâsı, Konya'nın”. (4) Başka bir versiyonunda “bir katre” yerine “ol katre”. (5) Bu ve bazı mısraları başka versiyon dediğimiz versiyona göre uyarladık veya iki farklı versiyonu birleştirdik. Birinde şöyle “Heft kişverde hezârı âşıklar Ya Hû çeker” diğerinde ise şöyleydi: “Heft-i kişverde hezâran âşık Ya Hû çeker”. Şimdilik bu ikisini birleştirip şöyle yapmayı uygun bulduk: “Heft kişverde hezâran âşık Ya Hû çeker”. İcap ederse daha sonra tekrardan gerekli düzeltmeyi yaparız. (6) Başka bir versiyonunda: “eyleyim dersek” yerine “eyleyim dersen”. (7) Başka bir versiyonunda: “Eylesem icmal, tafsilin olur bin cilt kitab”. (8) Başka bir versiyonunda: “Sen de eyle bâb-ı Mevlânâ’ya intisab”. (9) Başka bir versiyonunda: “Açtı canda yâreyi” yerine “Açtı candan yâreyi” şeklindedir. Belki o şekilde olunca şöyle de düşünülebilir: Candan yarayı açtı, yani söküp atı ney ve kudüm sesi. (10) Başka bir versiyonunda: “Konya’da Eflatun misali vardır çok ricâl”. (11) Başka bir versiyonunda: “Gösterir âyine-i İskenderî’den hûb cemâl”. (12) Başka bir versiyonunda: “Her şebi rûz eylemiş” yerine “Her şebin rûz eylemiş”. (13) Başka bir versiyonunda: “Kurulur” yerine “kurulup”. (14) Başka bir versiyonunda: “Şem‘i aşkın yakar pervâz ider pervâneler”.


Destek ol 
Rastgele Getir